Friday, January 22, 2010

Animation Mentor = ogretmen vs. profesyonel

Son 3-4 yildir baslayan Animation Mentor isimli olaydan bahsetmek gerek.

Pixar'in unlu ve en iyi animatorlerinden biri (Bobby Beck) bir gun Pixar'i birakip kendi projesini yapacagini acikladi. Ben bunu duyunca film yapacak sanmistim ve sevinmistim, ama onun yerine kendine bir para basma makinesi uretti. Interneti kullanarak denizasiri ulkelerdeki zengin cocuklari okul parasi, bina ve bilgisayar kirasi, vizeler, software gibi seylerle hic ugrasmayaraktan, birkac profesyoneli besleyerek egitecekti - yani profesyoneller yarim saatlik bolumler halinde ogrencilere kritik verecekti. Tabi boyle bir seyin gideri az oldugu icin fiyati da dusuk olur diye dusunenleriniz olabilir. Maalesef B.Beck tahmin ettiginizden cok daha kapitalist. Kendisi bir yil icin assagi yukari normal bir Post-Grad parasi aliyor, 20000 USD civari. Kursu iyi tasarlanmis, sadece demo-reel'e yonelik ve 2 yil suruyor. Ama evinizden oturdugunuz yerden aliyorsunuz. Kendi rigleri var, bunlari sadece kendi ogrencileri kullanabiliyor. Siz benzer bir rig uretmisseniz bile sizi tehdite ediyorlar, dava acariz diyorlar.

Bu duzenek oyle populer oldu ki endustride yillardir calisan bazi arkadaslarim bile bu kursa uye olup Pixar/Dreamworks turu studyolara kisa yoldan gitmeyi denediler, deniyorlar. Aslinda benim calistigim turden bircok studyo, yani ortanin ustu olcekte ama en iyi 5 arasinda yer almayan studyolar, bu kurstan gelen insanlarla dolu. Cunku egitim seviyesi cok iyi, profesyoneller tarafindan verilen kritikler bir kisim insani gayet ileri goturdu.

B. Beck'in para basma makinesi ne kadar karli olursa olsun, acaba Turkiye'den birisi icin bu kurs deger mi. Bir bakima deger, bu buyuk firmalara adim atabilmek icin cok iyi bir firsat. Fakat hersey tamamen sansiniza bagli.

Cunku soyle birsey oldu, bu kurs populer olduktan sonra artan taleple birlikte B.Beck'in para basma makinesi buyuyebilmek icin isten cok ta anlamayan, ya da anlatim yetenekleri cok da guclu olmayan insanlari ogretmen olarak almaya basladi. Sansiniza bagli olarak kotu bir ogretmene dusme sansiniz var. Bazi arkadaslarim kotu ogretmenlere dusup mutsuz oldular. Ustelik ayni parayi veriyorlar. Yine de bazilari sansli oluyor ve de buyuk studyolarda supervizorluk yapan adamlardan kritik alarak iyi isler yapiyorlar.

Bu yeni bir tartisma degil. Bizim endustride bircok insan bir sure sonra ogretmeye donmeye basliyor, mesela Tahsin Hoca gibi. Hadi o bu isin kitabini yazmis, ama hic egitimi olmayan insanlar, diyelim ki bir sekilde bir studyoya girmis, biraz calismis insanlar bile 'ben ogretmen olacam' diyebiliyorlar. Hatta bunu calismaya basladiktan 3 ay sonra bile diyebiliyorlar. Peki cok konusan cok bilir mi? Baslangicta oyle sanabilirsiniz, ama biraz ilerleyince anliyorsunuz ki cok konusan cok bilmiyor, sadece cok konusuyor. Bazen sizin kadar egitimi ya da gozu olmayan insanlarin elestirilerine maruz kalabiliyorsunuz. Tabii ki her tur fikre acik olmak lazim ve her zaman yapmaniz gerektigi gibi kafa sallayip hi hi demeniz gerekiyor bence. Ama sonucta bu supervizor bile olsa bazen sacmaladigini gayet iyi gorebiliyorsunuz. Bu tur bir adamin eline dusmek hic de iyi olmazdi, ozellikle bu kadar pahalli bir kursta.

Sorun su ki okullardaki ortalama akademisyenler cok cok daha kotu. Bunlarin hem tecrubesi yok hem de animasyon gozu gelismiyor. Okuldan yeni cikmis bir cocugu arastirma gorevlisi olarak alirsaniz ve de bunun ilerde iyi bir ogretmen olmasini beklerseniz cok yanilirsiniz. Insanlarin kesinlikle buyuk projede calismis olmalari ve animasyon gozlerinin gelistirilmis olmasi gerekiyor ki egitip ogretebilsinler.

Bu durum Kanadada da boyleydi. Bizim hocamiz olan adam film endustrisinden gelmis bir profesyoneldi fakat mesela Kanada hukumeti onun kariyer yapmasina izin vermiyordu, cunku egitimi yeterli degildi - M.A. yapmamis... Sonucta akademik egitim kismi da cok onemli bence. Insanlarin entellektuel kismini gelistirip gercekten yaratici isler cikarmasini saglayabilir. Ama su zamanda gordugumuz kadariyla sadece akademi hoca olmak icin kesinlikle yeterli degil - nitekim B.Beck'in para basma makinesi gayet iyi calisiyor.

Thursday, July 02, 2009

3D Karsitlari

Bir suredir bu konuda yazmak istiyordum.

Oncelikle ben cizimin gucunu gordum. Fikrimce bu isler gercekten cizimle ugrasmadan olmaz. Insanin bazi seyleri gorebilmesi icin onlari cizebilmesi gerekiyor. Dunyayi gorsel bir sekilde analiz etmek ve sonra sentezlemektir isimiz. Cizmek atilabilecek ilk adim, en guclu adim ve muhtemelen en etkili ve estetik guc. Bu yuzden calistigim yerde 3d yaparken evde el cizimi filmler yapmaya gayret ediyorum. Fekat...

Animasyon dunyasi bilgisayara teslim oldugundan beri buyuk bir kitle sanatci anlayamadigim bir sekilde uc boyuta karsi derin bir nefret besliyor. Bu nefreti bircok sekilde gorebiliyorum; ornegin cikan 3 boyutlu filmleri eski Disney filmleriyle karsilastirmak ve ne kadar eksik olduklarini ortaya cikarmak ya da bilgisayar animasyonuna merak sardirmis insanlara "once cizmeyi ogren" demek, ya da yaptiklari her yorumda, soyledikleri her sozde, bir tur "3 boyut hicbir zaman o seviyeye erisemeyecek" demek gibi. Bu negatif tutumun birkac onemli sebebi var bence:

1 - Teknoloji ozurlulugu:

Diger hersey gibi sanat da teknolojiden cok etkileniyor. Ama her insanin beyni ayni sekilde teknolojiye adapte olamiyor. Bu baska bir tur zeka gerektiriyor, ayni estetik zekasi ya da numerolojik zeka gibi. Animasyona gonul verip onu gelismekte olan zamanlarinda yasamis olan abilerimizden bazilarinin buyuk isyaninin bir sebebi bence gerekli adaptasyon zekasina sahip olamamalari. Sanatci insanlarin bazi konularda cok zeki olmayanlarina cok rastladim (mesela 10 un %20 sini hesaplayamayan kidemli animator taniyorum ve bu adam dunyanin en buyuk firmalarindan birinde calisiyor). Bu insanlar aptal degil tabii ki, bu insanlarin inanilmaz estetik zekalari var. Fakat bu zekalarini uyguladiklari araclar bir anda degisince afallayip panige kapiliyorlar. Bilgisayar istedigini yapmadigi icin ya da birseyleri bozdugu icin duvarlari tekmeleyip, fareleri kiran adamlar tanidim. Tahsin hocanin bile bir yazisinda bilgisayara karsi fiziksel siddet uygulama hissiyati icine girdigini okumustum. Bu insanlar bastan bilgisayardan nefret etmis durumdalar. Cunku kendi iliskileri istedikleri sonuclari vermemis. Bu insanlar tabii ki mucize kutusundan cikan resimleri begenmezler. Cunku isin icinde kisisel bir mesele var.

2 - Ortalama 3d animasyon gercekten de estetik degil.

Degil. Cunku herkes yapiyor, eline bir bilgisayar bir de korsan maya cdsi geciren herkes animator, animasyon yapiyor. Ortaya igrenc reklamlar, igrenc testler ve rezillikler cikiyor. Internet yuzunden herkes bunlari goruyor. Yani bu rezilliklerin bir seyircisi bile var. Hatta ve hatta rezillikler belki de cok basarili olabilecek islerin seyircilerinden caliyor. Ama estetik sadece kagit ve kalemle de olmuyor. Bu baska bir medyum. Pixar da 3d yapiyor, Disney de yapiyor ve goruyoruz ki, yeterli kaynak ve guc olunca estetik bu medyumda da mumkun. Ama bastan eger inanmazsan tabii ki ileri gidemezsin.

3 - 2D animatorler 3D de basarisiz olabiliyorlar.

Disneyde yillarca calismis (Arslan Kral, Tarzan, Emperor's new groove...) bir arkadasim buyuk beklentiler ve siskince bir maasla calismaya basladigim vfx firmasina girdi. Zaten birkac aylik bir kontratla hep beraber baslamistik. Biz de cok hevesliydik bu kadar ulu bir insandan kritik almaya, her firsatta gosterirdim ben yaptiklarimi, o da birseyler derdi. Ama birkac ay sonra bir de baktik ki kendi yaptigi sahneler cok da iyi gitmiyor. Agirlikla/fizikle ilgili zayif yerler var. Patronlar da bu durumu gorduler ve buyuk bir yanlis yaptiklarini anladilar. Filmin geri kalaninda bu adama daha basit planlar verildi. Biz de inanamadik ama bu adam animasyonda cok iyi degildi... Daha sonra bunun baska orneklerini de gordum. Adamlar inanilmaz layout, estetik, cizim, line of action bilgisine sahip, ama oynattiklari yaratik yere basmiyor, bazen hafif vs...

4 - Animasyona yaklasim iki medyumda farklar gosteriyor:

Aksi de beklenemezdi. Bir tarafta sadece beyin gucuyle, ve el gucuyle olusturulmus resimler varken, diger tarafta bilgisayarin hesaplama kesinligi, mekanikligi, ve saniyede 30 kareyi gorebilmek, arti diyelim ki bir kolun donme derecesini 35 dereceden 36 dereceye cikarabilme detay seviyesi var. Bir hareketi yavaslatmak hizlandirmak, milyonlarca test yapip sonuclari izleyebilme gucu var. Obur tarafta bu cok daha fazla zaman aliyor dolayisiyla boyle bir imkan yok. Bilgisayar bazen herseyi cok mekaniklestirebiliyor. Cizdiginiz zaman hersey organik. Bunlar gibi bir suru fark var. Peki sorun nedir?

Sorun iki medyumu da yeterince yasamamis insanlarin, (yasli abilerimizin bilgisayarla pek isi olmamis,) yonetmen/supervisor olmalari. CVsi disney, Dreamworks 2D filmleriyle dolu ama 3dyle hic isi olmamis bir supervisorum oldu mesela. Bu adam gercekten bilgisayarin calisma mantigini anlamadigi icin karsilastigimiz sorunlara hic cozum getiremiyordu. Isin basarili olup olmadigini anlayabiliyor, ona suphe yok, onayladigi is gercekten iyi, ama bir is diyelim ki zayifsa, neden zayif diye sordugunda soyledigi seyler : sacmalik. (Ornegin: "ya bunda bi sorun var ama... bilmiyorum... belki agzini biraz oynatsak... ama...")Cunku sorunu o da bilmiyor. Sadece birseylerin yanlis oldugunu hissediyor. Bu durumda animatore hicbir katkisi olmuyor. Animatoru kendi basina biraksan ayni sekilde cozumler getirecek demektir bu. Sonucta zaman uzuyor ama ben bu surecte adamdan olmasa da deneyerek cok sey ogrendigimi gordum.

Bir de diger cesit supervisorum oldu. Bu adam ise her iki medyuma da hakim. (Genelde bu adamlar 2d baslayip 3d ye basariyla gecip o medyumda da belli bir zaman harcayip birkac filmi bitirmis adamlar.) Kritik verirken o kadar kesindi ki. Kendisi de oturup biraz birseyler yapti mi otturuyor. Adamin kendi yaptigi sahneleri referans olarak izliyorum, gercekten super gozukuyorlar. Benim animasyonumdaki yanlislari da soyle soyluyor: "Bu parametreyi oynatirken su degeri gecince artik karakter okunmuyor" ya da "gogsun overlapleri yeterince belirgin degil, agirligi olduruyor". Iste bu olmasi gereken turden bir kritik, bunu arastirip ilerleyebilirim ben...

Sonuc olarak 3d karsitligini cok yersiz ve gereksiz buluyorum. Eger adapte olamiyor, ya da olmuyorsaniz, olanlari ya da bu iste calisanlari baltalamayin. Bir filmi sadece 3D diye kotulemeyin - zaten sonucta filmin degerini medyumundan cok hikayesi belirliyor (Bknz. Southpark). Bu arada kotuyse kotuleyebilirsiniz :P Genelde de kotu oluyor zaten.

Bu isle ilgilenenlerden yardimlarinizi esirgemeyin. Ben mesela Tahsin hocadan kritik almayi cok istedim. E-mail attim, islerimin cogu 3d oldugu icin diye dusunuyorum, hic cevap gelmedi. Cizimle ilgilenmeyen adamin bu alemde cok kalici bir yeri yok. Bunu biliyoruz. Fakat biraz objektif olalim sanata karsi, laga luga yapmayalim.

Thursday, May 01, 2008

Lip-Sync konusurken hareket sorunsali

Milt Kahl'in yetmislerde yaptigi bir dersi dinliyordum. Ogrencileri Brad Bird ve Lasseter (sinifa bak!!!) sorular soruyordu. Milt filmlerde yaptigi sahnelerden bahsederken bir yerde dedi ki:

- Karakterin dumduz bize bakip konusmasi bana ilginc gelmedi. Bu yuzden ona yapacak birseyler aradim (ornegin ayakkabi baglamak, burnunu silmek... gibi) ve ben de bu sahnede (...) yaptirmayi uygun gordum.

Calistigim filmde de bazen replik cok basit olsa da animasyonda onu biraz daha ilginc hale getirecek bir tur fazladan hareket goruyorum. En azindan animatorun sahnenin duragan ve sikici olmasindan gercekten korktugunu, oradan biraz kurtarabilmek icin kendi icad ettigi bir takim hareketleri ekledigini goruyorum. Deneyimli animatorlerde bu gayet guzel sonuclar veriyor. Dublajin bize sundugu bilginin yeniden olusturulmasi, eger olusturan gercekten iyi ve yaraticiysa gercekten de daha keyifli olduguna inaniyorum. Ama tam tersi de oluyor. Eklenen hareket gercekten karakteri dogalliktan uzaklastiriyor ve "eklenti" olmaktan kurtulamiyor. Oradaki ayrimi cok iyi yakalamak lazim. Eklenecek hareket gercekten gerekli mi diye sormak lazim.

Friday, January 11, 2008

Vodafon Reklam animasyonu

Ben cok kotu animasyon gordum. Kendim de cok kotu animasyonlar yaptim. Ama Vodafonun reklam animasyonu kadar kotu animasyonu hic gormedim. Insanlarin yine akrabalarina is yaptirtmalari yuzunden bu kadar kotu seyler oluyor diye dusunuyorum. Bu endustrinin gelismemesinin sebeplerinden biri ve belkide en onemlisi bu. Animasyonu amcanin ogluna yaptirirsan boyle olur. Anadolu Universitesi her sene bir suru mezun veriyor. Herhangi bir mezuna verilse bu is, boyle rezil olmaz. Animasyon egitimi alan insanlar arasinda bazilari modellemeci ya da isikci olmak ister mesela, animasyonla ilgilenmezler, bu insanlarin isleri bu kadar basarisiz olur. Ama akraba ya da avantadan baska hicbir guc bu seviyede birseyi televizyonda yarim saatte bir yayinlatamaz. Iyice umutsuzluga kapilmis durumdayim.

Monday, July 16, 2007

Overacting uzerine / Animator kisilikler

Overacting'i asiri tepki ya da oyunculuk olarak cevirebiliriz. Animatorlerin aslinda cogu durumda kacinmasi gereken ama kisiligi yuzunden uzerinden atamadigi bir huy, aliskanlik.

Meslekle ic ice gecmenin getirdigi kacinilmaz bir surec overacting. Bence soyle ortaya cikiyor: Hayatinin her aninda ogrenci olmayi kabul eden birey animasyonla tanisiyor; izliyor, yapmaya calisiyor, okula gidiyor. Bu surec icerisinde medyumun potansiyelini ve gucunu hissediyor, ve bu gucun daha once nasil kullanildigina dikkat ediyor. Ucsuz bucaksiz oldugu icin ve hersey yapilabilecegi icin pozlari, hareketleri en uc noktalara kadar cekiyor(dum), ve sonuclarina bakiyor. Medyum sonsuz oldugu icin herseyi abartabiliyoruz ve hatta Anadolu Universitesinde 2. sinif animasyon studyosu alirken hocanin "animasyonun abartmak sanati" olduguna dair konusmalar yaptigini hatirliyorum. Abartiyi deneyimlerken tabii ki kacinilmaz olarak insanin karakteri bu abartidan etkileniyor ve kendi anlatimi da abartili bir hale geliyor, konusmasi, hareketleri, tepkileri ve tum aurasi ve kisiligi abartilmis sahneler butunune donusuyor. Gercekten de animasyona gonul vermis birisini birsey anlatirken dinlerseniz bunu anliyorsunuz.

Sonraki asama bu abartinin icinde hapsolmak. Animasyon da direk karakter ve kisilikten geldigi icin birey artik tum calismalarinda abartidan kacamiyor animator. Cunku artik kisiligi bozulmus ve abartilar butunu haline gelmis durumda. Dolayisiyla animasyonu da abartilar butunu haline geliyor.

Fekat, abartinin estetik oldugunu kim soyledi??? Ya da bu sonuca nereden vardik??? Evet abartma potansiyelimiz var. Ama her zaman kullanmali miyiz?

Cevap = Hayir.

Estetik olan abarti degil, anlatim. Anlatim gorsel olarak egriler gerektirebilir ve bu egrileri sonuna kadar zorlamaniz, pozlari en uclara tasimaniz gerekebilir. Ama sirf yapabiliyoruz diye her durumda bunu yapmaya basladigimiz zaman ortaya cok zayif bir is cikiyor. Bunu 11secondsclub yarismasinda ilk 3 disinda katilanlarin assagi yukari yarisinda gormek mumkun. Animasyonlar gereksiz abarti oldugu icin gayet basarisizlar. ve hayir animasyon abarti sanati falan degil.

Gercekten zeki ve acting gucu olan adamlarsa bir sonraki asamaya gecebiliyorlar: settle down...

Acting yetenegi sayesinde kisiligini yogurabilen insanlar artik anlatimlarini guclendirmek icin hareketlerini abartmak zorunda olmadiklarini biliyorlar. Onun yerine tum animasyon icerisinde gereken seyin bir tur denge oldugunu da anliyorlar; ki ayni sey kisilik icin de gecerli. Dolayisiyla basarili animatorler kisiliklerini dengeliyor, taskin ve abarti karakterlerini gereken zamanlara kaydirabiliyorlar, ve boylece cok iyi animatorlerle gundelik hayatta konusursaniz, farkediyorsunuz ki bunlar digerleri gibi taskin insanlar degil aslinda ama abarti yuz ve el mimiklerini gerektiginde kullanmaktan da cekinmiyorlar.

Bu yaziyi yazma fikri aklima yeni yonetmenimiz Nairb (tersten yaziyorum ki hakkinda atip tuttugumu anlamasin) getirdi. Nairb (ulan bu da cok garip okunuyo bea) birinci turden bir adam, taskin. Dreamworks'e gorusmeye gittigini ama ona uygun pozisyon bulamadiklarini anlatti. Cok basarili bir animator oldugu bariz. Ama ayni derecede taskin bir adam. Bu nedenle kritikler sirasinda kendi oynarken acayip abartiyor, kendi de biliyor abarttigini, cok komik, cunku oynar oynamaz durup "bu cok abarti sen bunun biraz daha sakinini yap" diyor bana. Kisilik olarak komik bir adam olmasi da kacinilmaz tabii ki.

Thursday, May 31, 2007

Animasyon Egitimi 2

Turkiye okul secenekleri boyleyken, evinde gece gunduz deli gibi kasip birseyler yapmaya calisan insanlar var. Bu insanlar hayat sartlari yuzunden okullara gidip o yarim yamalak egitimi bile alamiyorlar. Bu durumda ellerinin altindaki imkanlari kullanmak durumundalar: Internet. Aslinda internet o kadar da kotu degil.

Soyle ki. Ulkemizde bu isten anlayan adam cok yok. Ama internette bu adamlardan birsuru bulunmakta. Kim mi bunlar? Yuzlerce var. Arayip bulabilirsiniz. Iste kucuk liste:

www.carlosbaena.com
www.navone.org
www.keithlango.com
http://www.ronzorman.com/
http://www.cameronmiyasaki.com/
http://moonsunglee.cafe24.com/
http://www.onuryeldan.com/
www.arslanelver.com
http://www.jeandenis.net/
http://www.richardrosenman.com/
http://www.davidbokser.com/
http://www.jaganimations.com/
http://www.leifjeffers.com/
http://www.bobbyboombeck.com/

Bu insanlar bu isten anliyorlar, hatta otturuyorlar. Animasyon ogrenmek isteyen kisi bunlarin reellerini hatim etmeli, kare kare izlemeli, analiz etmeli, yalayip yutmali. Bunun disinda sunlari takip etmeli:

www.cgtalk.com
www.animationmeat.com
www.strutyourreel.com
http://www.cgchar-animation.com/
http://www.splinedoctors.blogspot.com/

testler yapmali ve buralara gondermeli.

Malesef buralara giren cok yetenekli insanlar cok ender cevap yaziyor ve sizin gelismenizi sagliyor. Ama isteseler gercekten cok faydalari dokunabilir. Cunku internette Animation Mentor adi altinda Pixar, Bluesky, Dreamworks te calisan insanlarin olusturdugu bir okul var. Gunduzleri SHrek, Ratatoulie gibi filmleri anime eden bu insanlar geceleri sizin islerinizi elestiriyor. Bu okula sanki normal bir okula gidermis gibi para veriyorsunuz. 10 000 USD yaklasik. Ve evinizde oturup bu adamlarin sizi internetten elestirmelerini dinliyorsunuz. Verdikleri kritiklerin detay seviyesi cok yuksek. Kendi isleri seviyesinde. Ve bu okula giden insanlarin reellerini www.animationmentor.com dan izleyebilirsiniz. Gercekten bir ogrenci icin fazla kaliteli isler yapiyorlar. Seviye cok yukseldi. Ozellikle son zamanlarda. Benim su an beraber calistigim insanlarin cogu o kadar iyi isler yapamiyorlar (ki bunlar profesyonel). Ama orasi Hollywood. O kadar olsun artik. Yine de ogrenci seviyesi bu AnimationMentor sayesinde cok cok yukseldi.

Internet aslinda benim de animasyon konusunda temel kaynagim. Bu konuda neler yapilabilecegini, insanlarin ne kadar ileri gidebilecegini yaptiklari isleri izleyerek anlayabilirsiniz. Gercekten cok basarili animasyonlar ve reeller mevcut. Bunlari izlemek bence en ogretici sey. Dogru analiz ederseniz, pozlari, duygulari, zamanlamayi kavrayabilirseniz bu isler size bircok kapi acacaktir.

Maalesef kritik almak yine de en ogretici yol. Bu yolda egonuzu bir kenara birakip herkesi dinleyip kafanizi sallamaniz gerekiyor. Sizden daha az anlasa da daha cok anlasa da dinlemeniz, onlari daha cok konusmalari icin yureklendirmeniz gerekiyor. Turk sanatci camiasinin tavandaki egosu nedeniyle insanlar hemen yilip vazgeciyorlar. Herkesi dinleyip kafa salladiktan sonra eskisinden daha hevesli bir sekilde denemeli insan. Ben insanlari iyi tanimadikca tartismanin bile gereksiz oldugunu dusunuyorum. Yani biri sizi elestirdiginde eger iyi tanimiyorsaniz isinizi savunmanin bir anlami yok. Adam gordugunu, hissettigini soylemis, demek ki dunyada birileri hic bu isten anlamasa da bu izlenime kapilabiliyor. Ki sizin islerinizi izleyecek olanlar aslinda sokaktaki insanlar, yillarini animasyona vermis insanlar degil. O yuzden hissettikleri onemlidir, dinlenmelidir.

ODTU yu bitirdigim siralarda Refik Hocaya (kendisi bizim akil hocamiz gibiydi) ben karakter animatoru olcam demistim. O da bana dedi ki: "Yok bosver, sen yapamazsin". "Niye" dedim. "Siniftakilerin bazilarinin bi cizgisi var, senin pek yok, bazilari yetenekli, sen pek degilsin, beceremezsin" dedi. Ben de bosverdim, biraktim animasyonun pesini (DERRRRRRMISIM, HAH HAH HAYYYY).

Tuesday, May 29, 2007

baska bir render fikri

bu sefer isiklari ayri layerlar halinde boyadim ve compta birlestirdim. henuz sadece bir kare uzerindeki testlerim bitti. Ama gayet hosuma gitti.

temel olarak katmanlarim soyle:
karakterler icin

1 : Fill Light Pass : Genelde Area light kullanarak golgesiz bir sekilde normal maya software renderla boyattim.
2 : Key Light Pass : sadece bir point light kullanarak isigin geldigi yerden karakteri biraz daha aydinlatarak biraz daha kontrast sagladim.
3 : Back Light Pass : Key lightin tam ters yonune cok yuksek intensityde directional light koydum.
4 : occlusion : golgeleri bu occlusion vericek.

compta en alta fill light ustune blend option larindan lighten secilerek key light, ustune ayni sekilde backlight ve en son hepsinin ustune blend den multiply secilerek occlusionu gomdunuz mu cok guzel oluyor. istege tabi olarak specular da boyatilabilir.

bg icin :

valla bir kare oldugu icin Final Gather ve Global Illumination u gomdum. Gerci GI setupinda dikkatli olmak gerekli. Bazi yerler yaniyor, ama compta bunu bir avantaja donusturmek mumkun. en uste gelen occlusion golgeleri verirken, specular bu setupda cok etkili oluyor. tavsiye ederim.

Bu setupun en buyuk avantaji her katmanda kontrolun elimizde olmasi ve istedigimiz gibi isigin duygusal kismiyla oynayabilmemiz, kontrast da cabasi.

Afiyet olsun... Sonuclar yakinda. Ama boyattigim animasyon su:
www.ardamardar.com/animavi/thief.mov

Animasyon Egitimi

Nereden egitim alinir? Nasil ogrenilir nasil yapilir bu is?

Okuldan mi?

Eskisehir Universitesinin Animasyon anasanat dali bulunmakta. Icinde pirlanta gibi birsuru cocukla... Gercekten cok yetenekli cocuklar yaptiklari islerden anlayan hocalar tarafindan yetistiriliyor. Fethi ve Hikmet hocalarin bana hayatimda inanilmaz katkisi olmustur. Birebir animasyon konusunda olmasa da, oyku anlatma, film dili gibi seylerin egitimini bana vermek icin ne kadar cabaladiklarini biliyorum. Diger hocalardan Faruk Atalayer dusunce sistemi ve felsefe acisindan acayip etkileyiciydi. Bu hocalarimin haklarini asla veremem.

Bunlara ragmen bir sekilde universitede icinde hep calkantili seyler oldugunu da biliyorum. Bazi arkadaslarim cesitli sebeplerden hocaliktan istifa etti (ki cok olagan birsey degil) ve endustride calisan insanlarin cogu da okul icin iyi konusmuyor. Politik kisimlarina girmiycem ama sunu gozlemledim: Animasyon bolumu oradaki en yuksek puanli ve girmesi en zor bolum. Giren cocuklar dehset ciziyor, ama kac tanesi cikinca animasyonla ugrasiyor, ya da ugrasabiliyor bilemiyorum. Cogu web tasarimi tadinda islerde heba oluyorlar. Reklam endustrisine girebilenleri gayet sansli. Istanbuldaki cogu is hala tanidik uzerinden falan yuruyor. Dolayisiyla gercekten yetenekli adamlar yine heba oluyor. Onun disinda bu okulu 4 sene okuyan 18 yasindaki hevesli bir cocuk sanirim okulla beraber hevesinin de sonuna geliyor. Artik bunu yapmak bile istemiyor bir sekilde. Onlari suclamiyorum. Ben de ayni seyleri yasadim. Kimse tam olarak ne istedigini o yaslarda kestiremiyor.

Bence bu okul Turkiye'deki tek yer. Buraya gitmeden once Bilgi Universitesine gittigimi hatirliyorum. Bilgi universitesine her sene yaklasik 10 000 dolar harcamaniz gerekiyor. Oraya gidip sinavlarina girmis, hocalara ve yapilan islere bakmistim. Animasyondan anlayan bir tane allahin kulu yok orada. Sadece yine tanidiklari yoluyla bir takim klip, web sitesi, yok tv jenerigi, yok mimari gorsellestirme gibi hicbir yetenek ya da sanatsal yeti istemeyen isler almis, oradan para ve isim yapmis birkac adam var. Bu adamlar bir sekilde egitim veriyor ama ne kendi egitimleri var ne de heyecan verici bir isleri (tabi bina icinde dolanan kameralari saymazsak). Oradaki adama "animasyon yapmak istiyorum" dedigimde "tabi tabi, istedigin herseyi calisabilirsin" dedi bana. Daha cok "parayi verdikten sonra naaparsan yap" demek istedi o. Sozlu sirasinda tasarladigim davetiyede serifli font kullandim diye beni azarlayan menopoz bolum baskani da cabasi. Gorsel Iletisim Tasarimi denen seyin tam bir hikaye oldugunu o zaman anladim tam olarak. Askerden kacmak isteyen baba parali muhendislerin ya da calismak istemeyip anne-baba ya "okula gidiyorum - tez yazcam" diyerek birkac sene daha tembellik yapmak isteyen hatunlarin bulusma noktasi bu bolum. Gerci ben Turkiyede cogu master programi icin ayni seyi soyleyebilirim sanirim. Masterlardaki insanlarin yaklasik %60 i falan boyle, diger %40 ise gercekten birseyler yapcak gibi gorunen adamlar oluyor (bknz Sabanci VCD).

Animasyon konusunda egitim alma kapsaminda son denemem de Hacettepe Grafik yuksek lisansiydi. Bu okulun cizim sinavinda cok kotu cuvalladiktan sonra, son sinav olan FIFA dunya kupasi posteri tasarlama isinde, yazilari yazamadigm an (kendisi ayni zamanda neden onca insanin sinava laptop ve printerlarini tasidiklarini anladigim andir) "eeeh ben yazi mi yazicam lan masterda" diyerekten cikmisligim vardir. Zira daha sonradan bu sinavi gecerek o okula giden arkadaslarim "tipografi" adi altinda bir iki donem "yazi" yazdilar.

Su an turkiyede birkac yeni okul var bu konuda. Isranbulda Maltepe sanirim, anadoluda da bi universite. Keske biraz daha canlansa ortamlar.

Eskisehir universitesi bana zaman kazandirdi. Oradayken gercekten igrenc 3-4 tane film yaptim. Ama yaptigim her filmde yeni birsey kesfettim. Ne kadar cok sevdigimi anladim bu isi. Sonra interneti kesfettim. (Devami haftaya :P)

http://asifaeast.com/aNYmatorFiles/aNYmator-RGorey.htm